Anasayfa / Makale & Blog /VASİYETNAME İLE MİRASIN PAYLAŞTIRILMASI
Ölüme bağlı tasarruflar veya işlemler ancak mirasbırakanın ölümünden sonra hüküm ve sonuç doğuran hukuki işlemlerdir. Kanunumuz tek taraflı olarak yapılan vasiyetnameyi ölüme bağlı tasarruf olarak nitelendirmiştir. Mirasbırakan kişi vasiyetname ile ölümünden sonra, hukuki sınırlar çerçevesinde malvarlığının dilediği kimselere paylaştırılmasını sağlamaktadır. Nitekim vasiyet yapma hakkı ancak vasiyet ehliyetine sahip kimseler hakkında söz konusu olur. Bunun için kişinin ayırt etme gücünün bulunması ve on beş yaşını doldurmuş olması gerekmektedir. Eğer vasiyetname yapan kişi vasiyetname ehliyetine sahip değilse mirasbırakanın ölümünden sonra hakimin hükmü ile yapılan vasiyetname iptal ettirilebilir. Ancak ehliyetsiz olarak yapılan vasiyetnamenin iptali talep ve dava olunmaz ise ölüme bağlı tasarruf geçerli olmaktadır.
Kişiler vasiyetname düzenlerken yasal mirasçılarının kanunen belirlenmiş saklı paylarını gözetmek durumundadırlar. Aksi halde mirasbırakanın vefatından sonra vasiyetnamesinin iptali söz konusu olabilecektir. Vasiyetname yaparken yasal mirasçıların saklı payları korunarak paylaşım yapılması halinde oluşturulan vasiyetname, mirasbırakanın arzu ve isteklerinin gerçekleşmesini sağlayacaktır.
Hukukumuza göre vasiyetname el yazılı, sözlü veyahut resmi vasiyetname olarak üç şekilde yapılabilmektedir.
Bu türde vasiyetname yapılabilmesi için vasiyetnamenin tüm metninin el yazısı ile yazılmış olması, yine bununla birlikte vasiyetnamenin yapıldığı net tarihin ve mirasbırakanın imzasının tamamının el yazısı ile yazılmış olması şarttır.
El yazılı vasiyetname, saklanmak üzere açık veya kapalı olarak notere, sulh hakimine veya yetkili memura bırakılabilir. Bir kişinin ölümünden sonra el yazılı vasiyetnamesi ortaya çıkarsa bunu bulan kişi vasiyetnameyi derhal sulh hakimine vermekle yükümlüdür.
Resmi vasiyetname diğer türdeki vasiyetnamelere oranla, ispat bakımından daha kuvvetli bir delil sağlamaktadır. Resmi vasiyetname resmi senedin bütün özelliklerini taşımaktadır. Gerek okuma yazma bilen kimseler gerekse okuma yazması olmayan kimseler resmi memur önünde resmi vasiyetname düzenletebilmektelerdir.
Resmi vasiyetname yapılabilmesi için resmi memurun ve fiil ehliyetine sahip, ceza mahkemesince kamu hizmetinden yasaklanmamış okuma yazma bilen vasiyetçinin yakın hısımı olmayan ve vasiyetçinin yapacağı vasiyetnameden yararı olmayan iki tanığın varlığı şarttır.
Uygulamada resmi vasiyetname yapılırken mirasbırakanın vasiyetname ehliyeti için gerekli olan ayırt etme gücüne sahip olduğuna dair doktor raporu da vasiyetname ekine koyulmaktadır. Bu, ileride mirasçılar tarafından vasiyetnamenin iptali istenmesi halinde mirasbırakanın vasiyetname düzenlettiği anda ayırt etme gücüne sahip olduğunun kanıtlanması açısından oldukça önemli bir noktadır.
Sözlü vasiyetname, istisnai bir vasiyetname çeşididir. Bu sebeple zorunluluk hallerinde doğan bir vasiyetname çeşidi olduğunu söylememiz mümkündür. Sözlü vasiyetnamenin geçerli olabilmesi için, Medeni Kanunumuza göre aşağıdaki şartların bulunması gerekmektedir.
*Vasiyetçinin gerek el yazılı gerekse resmi vasiyetname yapamayacak durumda olması,
*Yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü bir durumun bulunması.
Bu koşulların varlığı halinde mirasbırakanın vasiyetini dinleyen tanıklar tarafından, vasiyetname vakit geçirilmeksizin yazı ile tespit edilerek derhal hakime tevdi edilmesi gerekmektedir. Yani kanunumuzda başta sözlü olan vasiyet, ikinci safhada yazılı şekle bağlanmıştır. Nitekim MK.m.541 uyarınca normal halin geri gelmesinden bir ay sonra, eğer vasiyetçi hala hayatta ise sözlü vasiyetin hükmü kalmaz ve kendiliğinden ortadan kalkar.
Sonuç olarak, vasiyetname yazmak isteyen kişiler için geçerli bir vasiyetname oluşturmak oldukça önemlidir. Zira söz konusu unsurlarda en ufak bir eksikliğin var olması halinde vasiyetnamenin iptaliyle karşı karşıya kalınabilmektedir. Bu nedenle vasiyetçinin tüm malvarlığının irdelenerek yasal mirasçıların saklı paylarının hesaplanması ile adil bir paylaşım yapılması gerekmektedir. Saklı paylı mirasçının mirasçılıktan çıkarılması gibi durumların da söz konusu olabildiği vasiyetnamede kanunen belirlenen koşulların sağlanmış olması şarttır.
Yıldız & Düzen Hukuk Bürosu, Mersin miras avukatı olarak Mersin ve Adana başta olmak üzere Türkiye'nin her ilinde, Vasiyetname hazırlanması, vasiyetnamenin okunması ile davasının takip edilerek neticelendirilmesi, mirasbırakanın ölüm tarihi itibariyle tüm malvarlığının tespitini içerir tereke davası açılması ve takip edilerek neticelendirilmesi, vasiyetnamenin tenfizi davasının açılması ve takip edilerek neticelendirilmesi, vasiyetnamenin iptali davasının açılması ve takip edilerek neticelendirilmesi, Mersin Miras Davası konularında hukuki danışmanlık ile müvekkillerine en iyi şekilde hizmet vermektedir.