Bize Ulaşın

BOŞANMA DAVASININ ÇOCUKLAR AÇISINDAN SONUÇLARI

Anasayfa / Makale & Blog /BOŞANMA DAVASININ ÇOCUKLAR AÇISINDAN SONUÇLARI

Mersin BOŞANMA DAVASININ ÇOCUKLAR AÇISINDAN SONUÇLARI
BOŞANMA DAVASININ ÇOCUKLAR AÇISINDAN SONUÇLARI

BOŞANMANIN ÇOCUKLARLA İLGİLİ SONUÇLARI

 

Evlilik birliğinin boşanma neticesinde sona ermesi yalnız eşler için değil, müşterek çocuklar bakımından da birtakım sonuçlar doğurmaktadır. Bu sonuçları başlıca çocukların velayeti, çocuklar ile kişisel ilişki kurulması ve çocukların bakımı olmak üzere üç noktada toplamak mümkündür.

 

Boşanma sonucunda evlilik birliği kesin olarak son bulacağından, boşanma tarihine kadar ana babanın beraberce kullandıkları velayet hakkının boşanmadan sonra anne veya babadan sadece birine bırakılması gerekecektir. Kanunumuz bu noktada hakime geniş bir takdir yetkisi tanımaktadır. Hakim, çocuğun velayetinin hangi tarafa verileceğine karar verirken sadece çocuğun menfaatini göz önünde bulundurmalıdır. Nitekim velayet konusu karara bağlanırken boşanan tarafların mali durumlarına ya da evlilik birliğinin sona ermesinde kusurlu olup olmamalarına göre karar verilemez. Bu noktada önemli olan çocuğun hangi tarafa bırakıldığı takdirde daha iyi yetiştirileceği ve bakılacağı, eğitim ve öğretiminin daha iyi sağlanacağıdır. Hatta somut durumda çocuğun menfaati gerektiriyorsa hakim, çocuğun velayetini ana veya babaya vermeyerek çocuğu üçüncü bir kişinin vesayetine bırakılmasına da karar verebilmektedir. Anlaşmalı boşanma hallerinde boşanma protokolü hazırlanırken velayet ve boşanmanın mali sonuçları hakkında da taraflarca anlaşılmış olmalıdır. Bu durumda taraflar çocuğun velayetinin bırakılacağı kişiyi, diğer tarafın çocukla kişisel ilişkisinin nasıl kurulacağına yönelik detaylarını belirleyebilmektedir.

 

Çocuk ana veya babadan birinin velayetine ya da üçüncü bir kişinin vesayetine bırakılmış olsa dahi bu durumlar ana veya babanın çocukla kişisel ilişki kurmasını engellemez. Medeni Kanunumuz 182. Maddesinde velayetin kullanılması kendisine verilmemiş olan tarafa durumun gereklerine uygun surette çocuk ile kişisel ilişkide bulunmak hakkını tanımıştır. Ancak çocuğun üstün yararı gözetildiğinde kanunda belirtilen yükümlülüklere uyulmadığı durumlarda ve diğer önemli sebeplerin varlığı halinde kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilmekte veya kendilerinden alınabilmektedir. Bu noktada gerek vesayeti kendinde olan tarafın gerekse çocukla kişisel ilişki kurulan tarafın kanunen belirlenen yükümlülüklerine uygun hareket etmeleri gerekmektedir.

 

Gerek velayet gerekse çocukla kişisel ilişki kurulması kamu düzenini ilgilendiren bir konu olduğundan buna uygun karar verilmesi gerekmektedir. Aile mahkemesi velayetin düzenlenmesinde çocuğu bizzat dinleyebileceği gibi, sosyal hizmet uzmanlarından duruma ilişkin bir rapor düzenlemesini de isteyebilmektedir. Hakim bu durumda dosyadaki mevcut bilgi, belge ve raporları inceledikten sonra çocuğun velayeti ve çocukla kişisel ilişki kurulmasının nasıl sağlanacağı yönünde ayrıntılı olarak karar vermektedir. Mahkeme kararından sonra kişisel ilişkinin mahkeme ilamındaki esaslar içerisinde sağlanması konusunda tarafların zorluk yaşamaları halinde mahkeme ilamı; ilamların icrası ve çocuk teslimi hükümlerine uygun olarak icra daireleri marifetiyle uygulanabilmektedir.

 

Boşanma sonucunda çocuğun velayetini üzerinde bulunduran kişi çocuğun bakımı ve yetiştirilmesi yükümlülüğü altına girmektedir. Ancak kanunumuz diğer tarafa da ekonomik gücü oranında çocuğun bakımı ve yetiştirilmesi için giderlere katılma yükümlülüğünü getirmiştir. Velayeti kendisinde olmayan taraf, müşterek çocuk on sekiz yaşın altındaysa veya çocuğun eğitimi devam etmekte ise talep halinde velayeti kendisinde olan tarafa iştirak nafakası ödeyecektir.

 

ÇOCUKLARLA İLGİLİ ÖNLEMLERİN DEĞİŞTİRİLMESİ

 

Çocukların boşanma davası sonucunda velayeti, çocukla kişisel ilişkinin kurulması ve nafakaya dair neticeleri kesin ve nihai bir hukuki durum yaratmamaktadır. Oluşan yeni şartlara göre çocuklara yönelik verilen kararların kısmen veya tamamen değiştirilmesi mümkündür. Mevcut durumun değişmesi ile yeni şartların meydana gelmesi halinde taraflar nafakanın arttırılmasını, indirilmesini, velayetin değiştirilmesini ve kişisel ilişkinin yeni koşullara göre yeniden düzenlenmesini talep edebilmektelerdir.

 

Çocuğun vesayetini üzerinde bulunduran tarafın ölümü halinde ise velayet kendiliğinden diğer tarafa geçmez. Hakim uygun görürse velayet hakkını diğer tarafa verebilir, uygun görmezse çocuğa bir vasi atanmasına karar verir. MK. Madde 183 uyarınca yeni olgu ve olayların ortaya çıkması halinde gerekli önlemlerin alınması yetkili mahkeme olan davalının yerleşim yeri mahkemesinden dava yoluyla istenebilmektedir. Bu konuda görevli mahkeme ise aile mahkemeleridir.

 

Genellikle yıpratıcı bir süreç olan boşanma evresinde üstün yararının gözetilmesi gereken çocukların en az zararla bu süreci aşmaları önemlidir. Bu nedenle boşanma davası sonucunda hak kaybına uğramamak için boşanma davasının mersin boşanma avukatı ile takip edilmesi gerekmektedir.

 

Yıldız & Düzen Hukuk Bürosu aile hukuku alanında; Mersin boşanma avukatı, Mersin Nafaka Avukatı, Mersin Velayet Avukatı olarak Mersin ve Adana başta olmak üzere Türkiye'nin her ilinde boşanma davası, velayet davası, nafaka artırımı davası ve nafaka indirimi davalarında da hukuki süreçlerin yönetilmesinde müvekkillerine en iyi şekilde hizmet vermektedir.

YILDIZ & DÜZEN Hukuk Bürosu Türkiye’nin ve Akdeniz Bölgesi’nin en büyük limanlarından birine ev sahipliği yapan ve bölgedeki temel ticaret merkezlerinden biri olan Mersin’de kurulmuş bir hukuk bürosudur.
Sosyal Medya Hesaplarımız
Online Ödeme İçin Tıklayınız.
İLETİŞİM BİLGİLERİ
ADRES
Mahmudiye Mahallesi Bahçeler Caddesi Matiat İş Merkezi Kat:1 No:5 Akdeniz / MERSİN

TELEFON
+90 552 605 45 33

E-POSTA
info@yildizduzenhukuk.com